ÇİĞ SÜT MÜJDESİ !
Sütün en doğal hali ineğin memesinden sağıldığı halidir. Bu süte hijyen ve soğuk zincir şartlarında ve 24 saat içinde ulaşma imkanı olan herkesin bu şansı kullanması beklenir. Yıllardır bütün gelişmiş ülkelerde tüketiciye sağlanan bu imkan bizde bir hayli gecikmiştir. Çiğ süt satışı hem kayıt dışı kalmış, hem de sağlıksız ortamlarda risk yaratmıştır.
Evet müjdeyi Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı verdi. “Çiğ süt tebliği” nin yolda olduğunu söyledi. Elbette bu müjde sadece üreticiler ve faydalı süte kolay ulaşacak olan tüketiciler için geçerlidir. Aynı haberin bazı çevreleri rahatsız etmesi ise çok normaldir. Zira zor olan, kısa zaman dilimindeki çiğ süt prosedürünü uygulamak yerine, kolay olan altı ay ömürlü sütün devamını arzu etmektir. Bu kesim için pazar kaybı söz konusu olacağından mücadeleyi bırakmaları düşünülemez.
Ancak aynı çevrelerin bu gerçeği dile getirmek yerine, çiğ sütü “sokak sütü” sınıfına sokarak kamuoyu oluşturmaya çalıştıklarını da üzülerek izliyoruz. Gerekçeleri de güvenli olmamasıymış. Esasen hijyen dışında tutunacakları başka dal da yoktur.
Evet süreç zordur, ancak hiç merak etmesinler, ABD ve birçok AB ülkesinde başarıldığı gibi bizde de başarılabilir.
ABD ve AB’de perakende çiğ süt satışı genelde yasak değildir. ABD’nin bazı eyaletlerinde yasaktır ama tüketici tepkisi de devam etmektedir. Birçok ülkede süt otomatlarından ve soğuk zinciri aksatmadan çiğ olarak satışı yapılmaktadır.
Bir tüketici olarak; bozulmayan, ekşimeyen süt ve yoğurt beni ilgilendirmiyor. Onun için bu haberi büyük bir müjde olarak kabul ediyorum. Bütün çocukluğumuz köy sütü ile beslenerek geçti. Kendi çocuğum için üzülüyorum; benim kadar bu değere kolay ulaşamadığı için. Bebekler için anne sütü ne kadar gerekliyse, anne sütü devamındaki doğal sütün de vazgeçilmez olduğu uzman görüşüdür.
Güğüm süt güvenilir kaynaktan temin edilmek ve bir taşım kaynatılmak şartıyla en yararlı süttür. UHT sütte yüksek ısı (130-140 derece) ve basınç, proteinleri kullanılamayacak hale getiriyor. Bu sütün içinde bakteri üreyemiyor, ekşiyemiyor. Çünkü faydalı, zararlı ne kadar bakteri varsa temizleniyor. İçinde faydalı unsur kalmayan bu sıvıyı da çocuklarımıza içiriyoruz.
Üstelik yoğurt yapılamayan bu sütün kutusunda da “% 100 doğal” yazıyor. Bu kocaman yalanı anlamak için uzman olmaya gerek var mı ?
Yoğurt yapamıyorsunuz yoğurt !
Başka deneyler de yapabiliriz. Bir bardağa kutu süt, diğer bardağa çiğ süt koyun ve her ikisini de boş bir bardağa yavaş yavaş boşaltın. Çiğ sütün boza gibi kıvamlı, kutu sütün su gibi akışkan olduğunu göreceksiniz. Tatları ve kokuları da farklıdır.
Hadi güvenilir kaynak bulamadınız diyelim, alternatifi günlük pastörize süttür. Modern tesislerin çok azı bu 3-4 gün ömrü olan sütü üretir ve dağıtır. Çünkü organizasyonu zahmetlidir. UHT sütün depolama ve lojistik şartları tencere ve tava ile aynıdır.
UHT sütü buz dolabına koymak bile gerekmez. Marketlerde normal raflarda ve orta teşhirlerde görüldüğü gibi ağzı açılmadıkça mutfak raflarında da durabilir.
Üretici şirketlerin maaşlı çalışanı olan bazı akademisyenlerin görüşünü bilimsel görüş olarak takdim etmek yanıltıcı reklamdır. Bundan vazgeçilmelidir.
Zaten küresel gerçek; çiğ sütün sadece disiplin gerektiren zorlu süreç olduğunu ama en doğal haline ulaşmak için de buna değdiğini ortaya koymaktadır.
Bu modern tesislerden çıkan ürünlerin hijyenik özelliklerini kabul ediyorum ama kimse kusura bakmasın besleyici değerini kabul edemiyorum (pastörize günlük süt hariç).
Sonuç olarak; perakendecilerimizin, çocuklarımızın beslenmesine katkı yapacak bu sosyal sorumluluk projesi içinde yer almaları hem üreticiyi hem de tüketiciyi mutlu edecektir.
ERCÜMENT TUNÇALP
