DÜŞ YAKAMDAN!
Niye bazı mağazalarda hırsız gibi hissediyorum. Niye bazı mağazalarda peşime adam takılıyor? Hani bir self-service alışveriş yapıyorduk? Yoksa siz hala çalışan eğitimi konusunda tasarruf edenlerden misiniz?
Zamanında Beyoğlu’nda açılan şu anda çok muteber olan bir markanın mağazasında başıma gelen bir olay. Mağazanın yerleri ahşaptı. Girip bir bakayım dedim o da ne? Ben yürüyorum, bir kız peşimden yürüyor. Gacır gucur dolanıyoruz mağazanın içinde. Benim gacır gucurum yetmezmiş gibi bir de onunkini çekiyorum. Niye peşimden geliyorsun diye sordum, mağazamızın kuralı böyle dedi. Yani bana yardım etmek için geliyorsan gelme ben senden yardım isterim dedim. “Yok beni kontrol etmeye çalışıyorsan, ben seni yormamayayım çıkayım mağazadan!” Yanıt vermedi, ben de çıktım. Uzun yıllar hiç girmedim o mağazalara. Değişmiştir herhalde bir şeyler ama beni tek günde kaybetmişlerdi.
Aynı durum zamanında Gima olan Göksu Evleri’nin girişindeki dev mağazada başıma geldi. Mağazanın içindeki Kitap/CD/DVD satılan yer bir kornerdı. Yani büyük bir kitabevinin mağaza içi şubesi. Keşke adını anımsıyor olsaydım. Pazar günü gittim bir DVD alacağım, o yüzden DVD’lere bakıyorum. DVD’ler isim sırasına göre değil öylesine arka arkaya yerleştirilmiş. O yüzden tek tek bakmam gerekiyor. Yetkili geldi,
– Ne aramıştınız?
– Film arıyorum.
– Nasıl bir film olduğunu söylerseniz yardım ederim.
– Bilmiyorum ki. Dünyanın tüm filmleri aklımda değil, bakıyorum izlemediğim varsa alacağım.
– Yalnız hepsine bakamazsınız!
– Ne demek hepsine bakamam?
Sonrası benim delirmem. Yazışmalar, telefonlaşmalar, hiç bir şekilde tatmin olmadığım zevzek bir yığın laf. O mağazaya bir daha adım atmadım, esas mağazanın bir suçu olmadığı halde.
Nihayetinde beni mutlu eden bir mağazayı, içinde böyle bir saçmalığa izin verdiği için tek ettim.
Self Servis Self Servistir.
Geçen hafta büyük bir kitap/oyuncak zincirinin yeni açılan bir mağazasında kızıma bir oyuncak almak için gezerken, yanımda bir genç bitiverdi.
– Nasıl bir oyuncak baktınız?
– Bilemiyorum şöyle bir bakayım anlarım az sonra.
– Kız mı erkek mi?
– Ben sizi destek lazım olursa çağırayım, şu anda canım konuşmak istemiyor sadece bakmak istiyor.
Bunu dedim, hemen benden uzaklaşması gerekirken dibimde yalanlar raflara bakarak dolanmayı sürdürdü. Çıktım elbette, artık böyle şeyler istemiyorum hayatımda.
2018 yılına geldik, organize perakende sektörü aldı başını gitti hala ben canımın istediği gibi bir mağazada bakınamıyorsam, dağılalım.
Buradan sonra hislerimi maddeleyeyim.
– Mağazanızda bu kadar gelişmiş teknolojiye rağmen hala hırsızlık oluyorsa, bana ne?
– Çalışanlarınızı gerektiğinde hemen bulmak istiyorum ama dibimde ne işleri var?
– İnsan bazen sadece bakar, alma derdi yoktur. Ama bir şey görür almayacağı varsa da alır.
– Biz bunları 20 yıl önce yazdık çizdik, siz okumadınız mı?
– Alışveriş özgürlüktür. Müşteri ne zaman isterse o anda sizi bulur. Onun dışında belki de bambaşka bir şey düşünerek dolanıyordur.
– Çünkü terapidir aynı zamanda alışveriş!
Neslihan MURADOĞLU