PATRONUN SORUNU HER ŞEYİ BİLMEK !
Patron şirketlerini hayatta daima belli bir çizginin altında tutan şey bellidir. İşine aşık patronlar. Her şeyi bilen ve artı bir bilgiye kapalı patronlar. Böyle olmadıklarında zaten şirket kurumsallaşıyor, dönüşüyor ve “patron şirketi” olmaktan çıkıyor.
Perakende sektöründe çokça vardır. Bir mağazayla başlamıştır konu, 10 mağazaya kadar büyüme olmuştur ama patron patronluğundan vazgeçmeye niyetli değildir. Tam tersi, kazanç, risk ve hacim büyüdükçe patron patronluğuna daha da tutunur. Bu kadar büyük bir yapı herkese emanet edilemez tabi!
Kafaları değiştirmek
Sözü edilen patron, ulusal ve uluslararası zincirlerin başarısının ulusal ve uluslararası zincir oldukları için doğal olduğunu düşünür. Onlar zaten kendisini karşılaştırabileceği bir noktada değildir. O kendini, diğer patronlarla karşılaştırmayı tercih eder. Bir tane araştırma raporunu, bir tane yeni fikri, bir tane düzeni bozacak öneriyi kabul etme eğilimi yoktur. Müşteri eğilimleri değişmiş, dünyada perakende başka bir hal almış, teknoloji konunun her yerine girmiş, dijital çağ başlamış kime ne?
Bilmez ki en büyük yapılar, en önemli uluslararası şirketler aslında bir küçük adımla başlangıç yapmıştır.
Wal-Mart hep Wal-Mart’mıydı?
Değildi. Bir bayilik ile işe başladı ama çok ilginç bir perakende yaklaşımı geliştirdi. Bugün için herkesin taklit ettiği ama o gün için ilginç olan… Fiyat politikalarında bir devrim yaptı. Lokasyon seçimine ileri derecede önem verdi, müşteri velinimetimizdir lafını ilk ortaya çıkaranlardan biri olabilir. Daha önemlisi çalıştığı insanlarla büyüyebileceğini anladı ve insan kaynağına yatırım yaptı. Çalışanlara küçük hisseler dağıtarak onlara kendi şirketlerinde çalışma motivasyonunu verdi. Takdir etmenin çalışan motivasyonunda ne kadar önemli olduğunu anlayarak çalışanları sürekli takdir etti. Mağazalarını ziyaret ederken, çalışanlarını herkesin önünde takdir etmeyi ihmal etmedi. Müşteriye kapıda hoş geldin demenin ve istediği anda yanında olmanın önemini o dönemde biliyordu.
Çok önemli bir kuralları vardı. Şirkette patronların çalışanlardan daha önemli bir yere sahip olmadıklarını kanıtlamak için daima küçük ofisler kullandılar. Mütevazi insanlar olarak tanındılar.
Bugün bunlar ve bunlara benzer bir çok nedenden dolayı dünyanın tartışmasız en önemli perakende kuruluşuna sahipler.
Büyük doğmadılar, büyüdüler ve bunu yaparken yenilikleri hayata geçirmekten korkmadılar.
Patron neyi değiştirsin?
Çalışanlar geleneksel patron kafasını sevmez. Kendilerini onun zenginliğini yaratan piyonlar olarak gördükleri anda motivasyonları ortadan kalkar. Kendisi fakirleştikçe zenginleşen bir patron, düşmana dönüşür. Operasyonun içinden yer alan, takdir eden, iletişim kuran, hatır soran, çalışanlarını tanıyan, hiç değilse tanımaya çalışan ve mütevazi kalmayı tercih eden patronlar, büyüme potansiyeli en yüksek olanlardır.
Perakende sektörü çalışanların ve müşterilerin ağırlığıyla gelişiyor. Bu iki cephede oluşturacağınız başarı tüm finansal başarılarınızdan daha önemli. Müşteri cephesinde başarıya ulaşmanın tek şartı ise çalışan cephesini güçlendirmek. Liderlik etmek veya liderlik edecek ekiplerin yetişmesine olanak tanımak.
Çalışan patronun peşinden gitmez, liderin peşinden gider.
Hasan AYDOĞAN