Perakendede Toplu Şikayetler
Zor geçen 2016 yılı özellikle 15 Temmuz darbe girişimi sonrası gıda perakendeciliğinde de belirginleşmiştir. İşletmelerin nakit akış dengelerinin bozulmuş olması artık saklanmaz olmuş şikayetlerini perakende değil toptan yapar olmuşlardır.

İflas ertelemeyi düşünen işletmeler 15 Temmuz sonrası OHALden dolayı planlarından çıkarmıştır. Ve bu duruma hazırlıksız yakalandılar. Çareyi bankalardan finans sağlamayı çalışsalar da bankalar kredi verme yerine hazır limitleri de düşürmüşlerdir. İşletmeler için büyük sürpriz olmuştur. Duyumlarımız doğrultusunda özellikle devlet bankaları kredi konusunda daha da sıkı politika uygular olmuşlardır. Kredi faiz oranları düştü diye duyduğumuz haberler aslında reklamdır. Evet düştü ancak bu sefer kredi verme koşullarını ağırlaştırdılar.
Perakende işletmeler her dönem zaten kredi ihtiyacı hissederlerdi. Bu dönem artan rekabet daralan pazarda daha da fazla ihtiyaç hissettiler. Perakende işletmelerin ürün tedarikçileri ve üreticiler de vadelerini kısmış yada teminat talepleri artmıştır. Bu da işletmeler için ilave finansman yükü oluşturmuştur. Devam eden yönetim zafiyetlerine birde üst üste gelen bu tür sıkıntılar işletme sahiplerini arayışa sürüklemiştir.

Perakende de Toplu Şikayetler

2016 son çeyreğinde ve 2017 yılı özellikle gıda perakendeciliğinde farklı gerçekleşmiş senaryolar göreceğimizi düşünüyorum. Birleşmelerin gene dikkate alacak boyutta olacağını düşünmüyorum. Ancak satışların satınalmaların yoğun yaşanacağını öngörüyorum. Hatta pes eden işletmelerin, satamadan iflas edecek birçok firma korkarım olacaktır.
Hem tüm bu sıkıntılar hem de organizasyonel yapının yetersizliğinden dolayı karsız ve verimsizlik şirket ömürlerinde etkili olacaktır. Toplu şikayetler faydasız etkili önlemler ehemmiyet kazanacaktır. Ancak ehemmiyet zamanında yapılan hamleyle olur. Zamansız yanlış hamle ise ömrü kısaltır.
Unutmayın; Mazeret; insanın kendisine söylediği en büyük yalandır.

Hasan Aydoğan

Yayınlanma Tarihi: 27 Eylül 2016